CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
parti grubunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidara
yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
açtığı 5 kuruşluk tazminat davasına da değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine 500
bin liralık dava açtığını belirten Kılıçdaroğlu "Avukatım 'Size 500 bin
liralık dava açtılar biz de açacak mıyız, açacaksak kaç liralık
açacağız' dedi. Ben de 'Açacağız, adamına göre biz de beş kuruşluk dava
açacağız' dedim" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri,
salondaki partililer tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
-Bütün vatandaşlarımızdan istirham ediyorum. Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayın. Bu ülkeye baharı hep birlikte getireceğiz.
-Gezi Davası'nın yedinci duruşması bugün
görülüyor.Bir dönemin savcılarının açtığı davalarla gençlerimiz,
akademisyenlerimiz, sanatçılarımız yargılanıyor. O savcılar kaçtı ama
davalar sürüyor.
-Gezi olayları hayatı sorgulayan
gençlerin bir baskı rejimine karşı tepkileridir. Gezi olaylarını bir
aydınlanma hareketi olarak görmemiz gerekiyor. Gençlerimiz hiç bir zaman
ellerine silah almadı. Sazlarıyla, sözleriyle, pankartlarıyla
tepkilerini gösterdi. Yer yüzü sofraları kuruldu.
-Anayasanın 34. maddesine göre, herkes,
önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
-1376 yurttaş, oturup Ben de oradaydım
diye Gezi Davası için bildiri yazmışlar. Şöyle diyorlar: Ben de
oradaydım, ağaçlar, denizler ve doğa benim kardeşim olduğu için. Bunun
neresi suç?
"ALT MAHKEME ÜST MAHKEMENİN KARARINI UYGULAMIYOR"
-Osman Kavala 840 gündür tutuklu… AİHM'in kararı var, 'serbest bırakın'
diye. Ama üst mahkemenin verdiği kararı alt mahkeme uygulamıyor. O
zaman bu ülkede adalet hiyerarşisine gerek var mı? Bu ülkede adalet var
mı?
-Her şeye rağmen Gezi Davası'nın adaletli
bir şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz. Her şeye rağmen, birlikte
yaşayacağız. Ve en önemlisi adalet istiyoruz. Hep beraber demokrasiyi
savunacağız.
-Yargıyı kullanarak gençlerden intikam
alınmaz. Onlar bizim çocuklarımız.O çocuklar bizim evlatlarımız. Ne
yapacaksın, hapse atıp gençliği karşına mı alacaksın? Bırak
eleştirsinler, onlar genç.
"AKLIMIZI BİRİLERİNE KİRALAMAYACAĞIZ"
-21'inci yüzyılda ben her şeyi bilirim demek, dünyanın en büyük
yalanıdır. Allah'ın bize verdiği en değerli hazine akıldır. Aklımızı
kullandığımız zaman bütün sorunları aşabiliriz. Aklımızı kullandığımız
zaman işsizliği, yoksulluğu önleyebiliriz. Soruları çözmenin yolu
akıldır. Aklımızı birilerine kiralamayacağız.
-Şu soruları sormak lazım: Vatandaş niye
perişan? Emekli neden geçinemiyor? Neden işsizlik var? Hapishaneler
neden tıka basa dolu? Neden Orta Doğu bataklığından şehitlerimiz
geliyor? Neden parası olan dışarı çıkıyor da parası olmayan hapiste?
-Yüz binlerce insan çöp konteynerlerinden
beslenirken, neden Saray'a yakın bazıları ikişer üçer maaş alıyor?
Gözün doymuyor, gidiyorsun dört beş yerden maaş alıyorsun.
-Saray'da hayat pahalılığından asla eser
yok. Çünkü Saray'da yaşayan sosyetenin kira masrafı, elektrik masrafı,
ulaşım masrafı, mutfak masrafı yoktur. 82 milyon olarak biz karşılarız.
Ama çifter çifter maaş alırlar o ayrı.
"DEVLETİ YÖNETENLER VERGİ VERMEMEK İÇİN ARKAYI DOLANIYOR"
-83 milyon vatandaş vergi verirken devleti yönetenler vergi vermemek
için arkayı dolanıyor. Neden? Vicdan sahibi, adalet isteyen her
vatandaşın bu soruları sorması lazım. 21'inci yüzyılın Türkiye'sinden
bahsediyorum. 17 yıldır Türkiye'yi yönetenlerin acziyetinden
bahsediyorum.
-Neden on binlerce ailenin elektriği,
doğal gazı kesilir? Neden yurt dışından saman ithal ederiz? En son
İsviçre'den saman ithal ettik. Bizi televizyon başında izleyen
vatandaşlarım, senin artık bu gidişe dur demen lazım. "Yaptığınız
yanlış" demeniz lazım.
-Saray sosyetesinin gelecek endişesi yok.
Sadece Türkiye'de değil ABD'de bile geleceklerini garantiye almış.
Manhattan'da kamu kaynakları aktarılarak kendilerine gökdelen
dikiyorlar. Öğrenci Yurdu yapıyoruz diyorlar, metrekaresi 10 bin dolar!
Hangi öğrenci kalacak?
-Saray sosyetesinin gözünde devlet
soyulacak bir organ olarak görülür. Saray sosyetesinde vergi vermek
enayiliktir! Aile boyu Man Adası üzerinden vergi kaçırırlar. Türkiye'de
ise ödediğin verginin hesabını soramazsın.
"50 BİN DOLARLIK ÇANTAYLA YOKSUL EVLER ZİYARET EDİYORLAR"
-Saray'ın Türkiye'si ile Halkın Türkiye'si farklı! Saraydakilerin
işsizlik diye bir sorunları yoktur. Saray'dakilerin yoksulluk diye bir
sorunu yok. 50 bin dolarlık çantayla yoksul ev ziyaretlerine gidiliyor.
Saray'dakilerin gelecek diye bir endişesi yok.
-Saray sosyetesinde vatan sevgisi yoktur.
Tank Palet Fabrikası'nı bedelsiz olarak Katar Ordusu'na peşkeş çekenler
vatansever olamaz. Buna destek olanlar ne milliyetçi ne vatansever
olamazlar.
"GÖZÜNÜZÜ TOPRAK DOYURSUN"
-Saray sosyetesinde icra kavramı yoktur. Ama vatandaşın 21 milyon 500 bin icra dosyası vardır.
-Gözünüzü toprak doyursun. 15 Temmuz
şehitleri için toplanan paraya göz diktiler. Biz dile getirmesek onu da
unutturacaklar. Nasıl doymaz adamlarsınız?
"EGEMEN GÜÇLERİN TAŞERONU OLDULAR"
-Saray sosyetesi döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez saray
bir vatan toprağı terk edilmiştir. Süleyman Şah Türbesi saray
sosyetesinin emriyle terk edilmiştir.
-Suriye konusunda defalarca yanlış
yapıyorsunuz dedik. Suriye bataklığının bize maliyeti ağır oldu. Saray
sosyetesi Suriye'de egemen güçlerin taşeronluğuna soyundu.
-Avukatım 'Size 500 bin liralık dava
açtılar biz de açacak mıyız, açacaksak kaç liralık açacağız" dedi. Ben
de "Açacağız, adamına göre biz de beş kuruşluk dava açacağız' dedim.