"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!

"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!

Ak Parti MYK Üyesi ve "Fetihler Sultan"ı adlı TRT Dizisinin yapımcısı Eyüp Gökhan Özekin, Yeni Şafak eski yazarı ve İslami çevrenin içinden ayrıldığını ilan Dücane Cundioğlu'nun "Kur'an-ı Kerim artık beni aydınlatmıyor manasındaki Youtube Canlı Yayını" sonrasında kişisel hesabından bir paylaşım yaptı. 

Özekin, son yıllarda yaşanan kişisel değişimlerin analizini de yaparak, "Herkesin hikayesi kendini ilgilendirir. Ama bu “makbul olan seküler taraf” algısının yaygınlaşması, kişisellikten çıkıp kitlesel bir kabule vesile olabilir. Sınıf atlayan, “zincirlerini kırıp aydınlanan” muhtelif abilerimizin yanlış yolda olduğunu ve insanları yanlış yola sürüklediğini düşünüyorum." dedi.

x hesabından yaptığı paylaşımla özeleştiri metni haline gelebilecek cümleler de ifade eden Özekin'in paylaşımı ilgi gördü. İşte Özekin'in "Kitlesel Dücaneleşme" başlığını verdiği paylaşımının tamamı; Bir yerlerde okumuştum, Adnan Oktar fakir bir çocukken evlerinin orada bir pavyon varmış. Oranın “abartılı” kadın çalışanlarından etkilenmiş. Kadına dair beğenileri, o görmemişlik döneminde, bu rol modellere göre şekillenmiş. İleride robotlaştırdığı kadınların hepsini bir takım müdahalelerle pavyon kadınlarına benzetmesinin kökeninde bu varmış.
Aslında “iyi, güzel, başarılı, seçkin” diye algıladığımız kavramların çoğunu yetişme koşulları, tecrübeler, gözlemler şekillendiriyor. Çocuklukta/ilk gençlik yıllarında eksiklik hissedilen konu farkında olmadan hedef haline gelebiliyor.
Bizim kesimde de bunun komplikasyonlarını çok görüyoruz. Gariban çocukluklarında daha eğitimli, daha varlıklı, daha özenilesi algıladıkları tarafa hınçla karışık gıptayla bakan abilerimizin, bir yerden sonra “sınıf atlama” hırsıyla saçmalayışlarına denk geliyoruz.
İnsan sınıf atlamayı ister. Bulunduğu yerden daha yukarıya, daha ileriye erişmeyi… Picasso da istemiştir bunu, Le Corbusier de. Başarmışlar, derinleşmişler alanlarında ve yükselmişler… Herhangi bir ressam veya herhangi bir mimar olmadılar. Bu yükselişte yetenek elbette baş belirleyicidir ama sanatlarına sadık kalmaları da yabana atılamaz.
Bizde, özellikle sağ cenahta bulundukları yere sadık kalarak derinleşme veya seçkinleşme az tercih ediliyor. Daha moda olan “seküler aydınlanma” ile taraf değiştirmek, geçmişleriyle hesaplaşmak. Bunun pazarlamacılığı ile “ben değiştim, mahallemi terk ettim, gerçekten terk ettim, cidden terk ettim” çığırtkanlığı yapanları biliyoruz. Buradan yürüyorlar. Bir de bu kadar çığırtkanlık yapmayanlar var. Bunlar da en az Dücaneler kadar itici geliyor bize. Özellikle “politik elit” diye tabir edilen çevrede sık rastlanıyor. Kemalizmi keşfediyorlar sonradan sonraya. Sekülerizmi, laisizmi keşfediyorlar. Mahallelerini, aslında barışamadıkları şahsi geçmişlerini aşağılıyorlar. Mukaddesatla hesaplaşıyorlar ve “aydınlanıyorlar”! Sadece “aydınlanmak” yetmiyor, “aydınlatmak” da istiyorlar. Bu böyledir, tek başına aydınlanma da insanı yalnız hissettirir.
Kiminin tipi değişememiş, hala “anadolu sağcısı” görünüyor. Kimi şiveyi düzeltememiş, hala belli oluyor kökleri. Kimi kasayı toparlamış, iyi giyiniyor, konuşurken araya değişik laflar da serpiştiriyor. Ama hepsi de aslında “muhafazakar zincirleri” kırıp sınıf atlama ortak paydasında birleşiyor.
Herkesin hikayesi kendini ilgilendirir. Ama bu “makbul olan seküler taraf” algısının yaygınlaşması, kişisellikten çıkıp kitlesel bir kabule vesile olabilir. Sınıf atlayan, “zincirlerini kırıp aydınlanan” muhtelif abilerimizin yanlış yolda olduğunu ve insanları yanlış yola sürüklediğini düşünüyorum.
Kusurumuza bakılmasın…

"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!

DİĞER HABERLER

Unutursak Tekrarlanır
Unutursak Tekrarlanır
16 Temmuz 2024 Salı
Dücane Nereye Koşuyor?
Dücane Nereye Koşuyor?
20 Haziran 2024 Perşembe
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Türkiye
Türkiye'ye Zafer Yaşattılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu'nu İhmal etmedi!
15 Haziran 2024 Cumartesi