İslam'ın Karşı Yakası İzmir mi? Dua krizi analizi

İslam'ın Karşı Yakası İzmir mi? Dua krizi analizi

Yazar ve Analist Servet Hocaoğulları İzmir Karşıyaka Nikah dairesinde patlayan dua krizine dair analiz yaptı.

Dua'ya bile tahammül edememek ne demek?

İSLAM’IN KARŞI YAKASI İZMİR Mİ?
VEYA KARŞIYAKA’NIN ÖBÜR YAKASI NERESİ?
Türkiye “duyarlı kamplaşma” ülkesi oldu(ruldu). Bu kamplaşma bireyleri ve örgütlü yapıları aşmış; parti, şehir çıtasına ulaşmış durumda. Toplum mühendisleri için “bölünmüş sosyoloji” ve “ şartlanmışlık sendromu” ile toplum provoke edilmeye çok müsait.
İzmir “Çaka Bey’den bu yana katıksız bir Anadolu Müslüman şehridir. Hatta tarihi kültürel miras açısından en az Konya, Mardin, Urfa, Bursa kadar İslam eserleriyle doludur. Halkı da Anadolu Müslümanlığını yaşatmakta ısrarlıdır.
Yine İzmir, Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçlerde de demokrasi, özgürlük, modernlik bağlamında “değişim ve gelişim heyecanı” içinde ülkeye önemli katkılar sunmuş özellikli bir şehirdir. Özellikle hem Cumhuriyetçilik hem Atatürkçülük konusunda öz güveni yüksek bir şehirdir. Bu öz güvenin hiçbir aşamasında tarihini, köklerini inkar ve özelde İslam karşıtlığına yönelik açık-gizli bir ajanda yürütmemiştir. İzmir özü ve sözü ile İslam-Cumhuriyet uyumsuzluğuna inanan ve bunu savunan “türedi bir şehir” değildir. Bu kabul edilemez ve buna hizmet edecek her şeyden uzak durmak lazım.
Fakat İzmir, ısrarla bir anlayışın, iradenin, örgütlenmenin, hesabın seçtiği bir “pilot şehir” zemini olmaktan bir türlü çıkamıyor. İzmir farkındadır veya değildir; sürekli bir “İslam-Cumhuriyet” uyumsuzluğunu ispatlama gayretinde olanlar için adeta “kamplaştırma fuarı” gibi kullanılmak isteniyor. Neden? Kimler bunu planlıyor ve uyguluyor?
Konu İslam olunca buna inanılmaz tahammülsüzlüğü olan ve bir şekilde buna refleks geliştiren ve de bu refleksi sanki İzmir şehri ve İzmirlilerin iradesi gibi sunma cambazlığına girenler kimler? Hatta CHP’yi de bunun için kuluçka kılan; dahası AK Parti’yi bu cambazlıkta “seyirci” pozisyonuna düşürmek için itina ile “medyatik ataklar” yapanlar kimler?
Örneğin; Karşıyaka ilçesinde bir nikah töreni sırasında yaşanan “dua” ve “resmi kurum” arasındaki ilişkiyi “çarpık yorum” ile tavırlaştıran, durduk yere konu ettiğimiz toplum mühendisliğine malzeme veren tutum ve ardından; bunu hemen “vesile” yapıp, tekrar İzmir’i İslam-Cumhuriyet uyumsuzluğunun kalesi gibi gösterme aymazlığına düşülen medyatik tempoya artık bir dur demek gerekiyor. Bu kafa travmasından İzmir de yoruldu, Türkiye de!...
Hatta Erdoğan-Özel görüşmesini bile sabote edecekler için de iyi bir malzeme örneği ile karşı karşıyayız. "Türkiye'nin iki yakası" bir araya gelmesin diyenler için de eğlencelik refleksler çoğaltılıyor...
Zaten CB Erdoğan’ın Özel ile diyaloğunu “Büyük Tuzak!” diye gammazlayanlar aslında “İzmir büyük sermaye” hesabı içinde olanlardır.
Oysa CB Erdoğan-Özel görüşmesinin zemini başka; İzmir’de nikah salonunda dillendirilen “resmi olanla ( kurum veya eylem) ile dua aynı mekanda bulunamaz!” gibi oldukça “tuhaf” yorumların tartışılacağı zemin bam başka.
Fakat nikah töreni sırasındaki karşılıklı tutum aslında elli yılı aşkındır İzmir üzerinden kurgulanan ve uygulanan İslam-cumhuriyet uyumsuzluğunu göstermek amaçlı “Ulusal çapta provokasyona adeta “Cuk!” diye oturuyor!. Toplum mühendisler için “yeme de yanında yat!” kıvamında.
Nitekim bir taraf “Türkiye laiktir laik kalacak!...” diye tempo tutacak; hazır bu örnek üzerinden “28 Şubat süreci İzmir’de hortladı!...” diye bir başka “Karşı yaka” ayrı bir tempo tutacak: Belki CHP yıpratılır diye...
Oysa iki jargon da yani “Laik kalacağız!” ile “28 Şubat” benzetmesi nikah salonunda yaşananla ilişkilendirilemeyecek okumalardır. Bu okumaya konu çekmek CHP-AK Parti arasındaki görüşmelerin yönünü, yatağını belirlemeye yönelik “kritik hamle” özelliği taşımaktadır. Yani Erdoğan-Özel görüşmesinin kırılganlaşmasına hizmet eder bu okuma biçimleri.
Bu örneklem üzerinde CHP’nin üzerine “28 Şubat” hafızasıyla yüklenmek; 31 Mart gecesi koşullarını okumamakta ısrar etmek ve CHP’yi iktidara hızla taşımak için taşları döşemek demektir. 31 Mart tablosunun bir sebebini de medyada aramaya davetiye çıkarmaktır. Kim bilir belki de "şer görülen olayda, hayırlar vardır!..".
“Türkiye Laik kalacak!” temposu ise CHP’nin yerel hizmetlerdeki yoluna “muz kabuğu” bırakan tipik din fobisi olan “maymun iştahlı ideoloji” sahiplerin sadece havasını atmaya yarar. Zaten bunlar ne zaman hava atsalar yere muz kabuğu işlevinde düşüyor ve CHP'de inatla basıyor.
Oysa nikah salonunda “resmi tören var; Dua olmaz!” cümlesi çok kritik bir cümle. ancak bunun kritiğinin zemini ne "Laik kalacağız!" ne de "28 Şubat" zeminidir. Bu İslam-Cumhuriyet uyumsuzluğuna inanan bir sosyolojinin günlük refleksidir. Reflekse odaklanmak bizi yanıltır!
Mesela, mazbata törenlerinde “Kur’an’a el basarak dua edip söz veren!” CHP’li belediye başkanlarını gördük. Şimdi bu hangi süreç? 28 Şubat mazbatalarda nerede ? Veya Dua, Kur’an, Hırka-i Şerif diye mazbata serenadı yaparken CHP başkanları, Laiklik nerede?
Dolayısıyla Karşıyaka nikah salonunda yaşanan, zaten herkesi bunaltmış “bölünmüş sosyoloji”, “duyarlı kamplaşma”, “iç savaş döllenmesi”, “politik kafa travmaları” gibi artık yakamızdan düşürmemiz gereken bu sosyolojik fay hatları üzere hesap kitap yapanlara ve tepinenlere bir dur dememiz gerekiyor. Yoksa bu örneklerden istemediğin kadar “yere düşmüş örnekler” var!...
CHP ve AK Parti veya diğer partilerin günlük refleksleri kendi politik satrançları için kullanışlı bulup bulmaması ayrı bir tartışma konusu. Ancak İzmir de normalleşmeli. CHP de kendisine bu yapışmış İslam-Cumhuriyet uyumsuzluğunun garantörü algısını parçalamalı.
( Ayrıca; reflekse dair bir iki cümle söyleyecekse; es geçmeyeceksek eğer... Nikahı kıyacak hanımefendi yaptığı müdahale ile kendince çok büyük bir kahramanlık(!) gösterdiğini ve topluma önemli bir mesaj verdiğinin vehmi içinde, içten yanmalı bir gururla tutuşmuştur. Tabi, tutuşturduğu şeyleri bilerek veya bilmeyerek…
Oysa, dua biter; nikah sırasında, kendi anlayışınca; “Allah kabul etsin!...” der; Resmi nikah saati içinde nikah kıyma dışında dua, eğlence, etkinlik, özel seremoni gibi misafirlerin özel uygulamasına izin verilmediğini, daha hassas davranılmasını gerektiğini belirte bilirdi. Veya kamuoyuna bir teklifte buluna bilirdi: Ayrılan resmi nikah saati içinde; görevli gelmeden önce varsa bir mini etkinliğin, örfün, duanın, eğlencenin kimseyi rahatsız etmeden başlayıp-bitirilmesi için “nikah salonlarında mini düzenleme” teklifinde de buluna bilirdi. Tabi derdimiz üzüm yemek ise... Onun yerine; “Resmi alan burası dua olmaz!...” derseniz; bitmesini bekleyip sonra konuşmak yerine; hamle yapmayı "vazife" bellerseniz:
Ya İslam ile ilgili çok şahsi bir sorununuz var; ya Laikliği kafanızda böyle çarpık tarifliyorsunuzdur. Veya “Karşıyaka burası; herkes yiyemez burasını” gibi militarist ajandanız vardır. Hiç biri ise; istem dışı refleks ise o zaman meselenin nereye çekileceğini hesaplar, nikah sırasında ve çıkışında nikah kıyan aile ile birlikte fotoğraf verirsiniz… Gibi.
Fakat… Yok! Biz kamplaşmaktan çok farklı kazanımları olan bir politik kültür kurduk; bunları kendi yol haritalarına malzeme yapacak çok parti, örgüt, cemaat, klan sahibi olduk! “Türkiye değişmez! Değişmez kalacak!” demekten çok özel bir tatmin peşindeyiz ve bu halimizden memnunuz!" deniyorsa: o zaman devam!...
O zaman CB Erdoğan CHP’ye ziyaretini ertelesin. “CB Erdoğan “CHP bizim için Karşı Yaka’dır!” desin. Kamplaşmaya devam!...
Hayır!... 31 Mart seçim tablosunun mesajlarından biri şudur: “Siyasetçinin işi, ona verilen görevle meşgul olmasıdır!... Görevi ıslık çalarak geçiştirip, başka hedeflere yelken açmak için kamplaştırma üzerinden politika üretmek değildir!...
CHP ve AK Partinin Türkiye yorumu ve gelecek senaryosu “İKİ YAKA” olabilir. Hatta CHP “Biz Karşı Yaka’yız!” da diyebilir. AK Parti’ye de İzmir kalır!... CHP ile AK Partinin iki yakasının bir araya gelmesi imkansız olarak da tariflenebilir. Bunların hepsinin zemini, bağlamı, tarihçesi v.s. var!
Ancak Karşıyaka nikah salonunda yaşananlar üzerinden “Durmak yok! Bi daha! Bi daha!...” diye iflah olmaz İslam-Cumhuriyet uyumsuzluğu tezini köpürtmek, İzmir'e bunun yapışmasına müsade etmek, kabul edilemez. Buna katkı koymak sadece bir tek adrese yarar: Sömürgeciler!

İslam'ın Karşı Yakası İzmir mi? Dua krizi analizi

DİĞER HABERLER

Unutursak Tekrarlanır
Unutursak Tekrarlanır
16 Temmuz 2024 Salı
Dücane Nereye Koşuyor?
Dücane Nereye Koşuyor?
20 Haziran 2024 Perşembe
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Türkiye
Türkiye'ye Zafer Yaşattılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu'nu İhmal etmedi!
15 Haziran 2024 Cumartesi
Mardin Valisi Olaya EL KOYDU!
Mardin Valisi Olaya EL KOYDU!
10 Haziran 2024 Pazartesi