Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni” Stratejisi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni” Stratejisi"

Servet Hocaoğulları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni yol haritasının analizini yaptı.

Erdoğan'ın son konuşmasındaki "yeni yüzlerle devam!".... ifadesinin arka plan analizi ve dikkat çeken detaylar:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni” Stratejisi"

Türk siyasetinin ve hatta bölgenin en stratejik “Yenilikçi Lider”lerden biri Erdoğan’dır. 

Fakat Türki siyasetinin yenilikçiliğe “organik direnç” gösteren en önemli eşiği, partilerdir. Dolayısıyla AK Parti kurulduğu günden beri bu organik direnç hakkını(!) lideri Erdoğan’a karşı ısrarla sürdüren bir teşkilat dokusu var. Nitekim seçmenin “Oyum Erdoğan’a!...” çizgisi; AK Parti adaylarının “ vatandaş bana değil; Erdoğan’a oy veriyor!...” konformizmi; Ve en önemlisi Erdoğan ile birlikte yol yürüyen kurmayların ( özellikle kurucu kurmayların) çoğunun “ Erdoğan, eşitler arasında bir adım önde sözcümüzdür!...” bilinçaltı ile politik hırçınlık göstermesi; ortaya şöyle bir tablo çıkardı: Tek Adam

Muhalefetin, Erdoğan için konu edilen “Tek adam” iddiasını/algısını, “Diktatör!” statüsüne çıkarması tipik “Türk siyasetinde muhalefet ağzı” olmuştur. Oysa Erdoğan, hem AK Parti kurmaylarının hem de muhalefetin görmediği, görmek istemediği bir strateji uyguluyor: Yeniden başlat!

Yani “Resetleme politikası” uyguluyor Erdoğan.

Asıl ve kritik soru şu: Erdoğan ne zaman ve hangi yöntemle resetlemek amaçlı tuşa basıyor?

CB Erdoğan’ın siyaset sanatında hiçbir koşulda “Yeni”den kastı “Yeni yüz” değildir. Aksine Erdoğan’ın resetlemek zamanı geldiğinde, elini üstünde basılı tuttuğu “Power” tuşu “Yeni metot”dur. Daha açık bir ifadeyle söyleyelim. Erdoğan hayatının hiçbir döneminde ve koşulda aklı da kalbi de “Yeni yüzler” aramamıştır. Zaten çevresi ve parti üzerindeki otoritesini de buna borçludur. 

CB Erdoğan, Çevresi veya partide ne yaşanırsa yaşansın, hangi suç işlenirse işlensin, kim hangi hainliği yaparsa yapsın; Erdoğan, birlikte yol yürüdüklerinin tamamını kollamakta ve kamuoyu nezdinde yıprananları kısa süreliğine gözden ırak tutarak dinlendirmekte ve zamanı geldiğinde tekrar vitrine koymaktadır.

Dolayısıyla CB Erdoğan’ın 31 Mart gecesi tablosu üzerinden öz eleştiri ekseninde söylediği ve gereğini yapmak adına dillendirdiği “Kimse La yüsel değildir!...”, “Yeni yüzlerle devam edecek; emek verenlere vefa göstereceğiz!, “Hata olur; yanlışta ısrar bizi bitirir!...” gibi cümlelerin tamamında kastı şu olsa gerek: “ Listede olup da dinlendirmiş olduklarım üstünde çalışıyorum.” Kamuoyunun veya ilgili alanda tanınmış “Popüler” isimlerden bazılarını MKYK-MYK üyesi yapması “Yeni” ile ilgili değil “Enformatik atak” ile ilgilidir. 

AK Partinin kuruluş listesi ve listede yer alanların referanslarıyla yönetime alınmış, önemli görevlere getirilmiş isimlerin tamamı yirmi yılı aşkındır “değişmeyen kadro” olarak varlıklarını hep korudurlar. Kuşkusuz genelde ve yerelde yaşanan seçim zaferleri sebebiyle, kamuoyu önünde ve parti içinde ne yaşanırsa yaşansın, bu kadro hem varlığını korudu hem de “dinlene dinlene aktitleşme” bandından hiç çıkmadı.

Fakat…. 14-28 Mayıs seçim süreci, 31 Mart yerel seçim tablosu CB Erdoğan’ın önüne büyük bir sorumluluk bıraktı: Son Resetleme

Yukarıda ifade etmiştim: CB Erdoğan’ı “Yenilikçi Lider” yapan en büyük özelliği “Yeni yüzler keşfetmek” değildir. Erdoğan’ı “Erdoğan” yapan şey: Yeni metotlar üretmesidir. Erdoğan’ın “Yeni yüzlerle devam edeceğiz!...” ifadesi bir “Halkla ilişkiler açısından gereklilik” demecinden ibarettir. 

CB Erdoğan’ın aklını ve kalbini en fazla yoran/geren konu “Yeni metot” bulmak noktasındaki arayışıdır. Daha keskin bir cümle kuralım: CB Erdoğan son resetleme için metot arayışındadır. Ve yirmi yılı aşkındır kolladığı ekibin hatırı sayılır kısmı bu arayışa tatmin edici cevabı henüz bulamamıştır. Hatta “Yeni yüzlerle devam edeceğiz!” betimlemesi içinde bazı “olağan şüpheler”in izlerini sürmek ve bireysel akıbetin eskizini yapmakla meşguller. 

O zaman, doğal olarak şu soru akla gelecektir: “CB Erdoğan’ın aradığı metot hangi konulardadır?”.

Örneğin; 22 yıllık kazanımların korunması, yaşatılması ve kurumsallaştırılması alanında metot arayışı varsa; o zaman “Türkiye Yüzyılı Kadrosu” üzerinde çalışmak ve tecrübeli olanlardan yararlanılsa bile, bu vizyona katkıda bulunacak hem yeni yüzleri vitrine çıkarmak hem de Türkiye Yüzyılı senaryoları üzerinde çalışmalar yürütecek “yenilikçi” karakterli insanlar olmak durumunda. Kabineden MKYK’ya, Teşkilatın her kademesinden MYK’ya kadar geniş bir yelpazede “Yeni yüzlerle yeni metotlar” listesini kamuoyu ile paylaşmak icab eder.

Örneğin; Başkanlık sistemi sadece “Başkan’ın sistemi” değil aynı zamanda seçmeni iki ana seçmen tipolojisinde toplamak ve iki ana parti üzere ( ABD örneğindeki gibi) örgütlemeyi gerektirdiği için; metot bu alanda aranıyorsa; o zaman Türk siyasetinde CHP karşısında AK Partinin Erdoğan sonrası da ikinci ana parti kalmasına yönelik bir örgütlenmeye yönelmek lazım. Kuşkusuz bu örgütlenmede halkın yorulduğunu, yıprandığını düşündüğü ve dillendirdiği tüm isimleri alandan hızla çekip; yerine “ II. AK Parti Dönemi” diyeceğimiz yeni bir yapılanma sürecine girmek gerekiyor. Özellikle AK Parti kadrolarının çocuklarından, yeni nesilden büyük bir “İkinci Yüzyılı kuran parti” etiketiyle yeni kadro hareketi inşa etmek gerekir.

Örneğin; CB Erdoğan’ın yaşı, sağlığı, tekrar CB adayı olmasının şartlarının oluşmasının çok kırılgan olması sebebiyle; önümüzdeki 4 yıl içinde “Sürpriz kazalar zinciri” yaşamamak için; halkın 31 Mart gecesinde verdiği mesajların gereğini yapmakla sınırlı bir “ AK Parti yönetiminde revizyon” arayışı varsa; o zaman tek şey yapılacak: Kabine, MKYK, MYK, İl başkanlıkları ölçeğinde %50+1 etkisi yapacak isim değişikliği yeterli olacaktır.

Son olarak, metot arayışı, Türkiye’nin bölge ve dünyada etkileşime girdiği makro konularda aldığı mesafeleri daha ileri götürmekse eğer;  CHP’nin sadece iktidara yürümek değil aynı zamanda Erdoğan’ın içinden geldiği sosyolojinin de üzerine yürüme planı dikkate alınırsa; o zaman CB Erdoğan’ın çelik çekirdek ekibinde bir transfer ve hatta metot transformasyonuna yönelmesi şart.

Bu arada, CB Erdoğan hangi alanda metot arayışına yönelirse yönelsin; hepsinde ortak bir ihtiyaç var: Enformatik Reform

Unutmayalım ki “metal yorgunluk” hissedilen bir şeydir. Fakat Enformatik yetersizlik özü itibariyle bir “final aşaması” hissi yaymaktır. CB Erdoğan’ın “dinlendirerek aktifleştirme” yöntemi bu sefer karşılık bulamayabilir. Çünkü 31 Mart gecesi tablosundaki mesajlardan biri çok nettir: “ Halk olarak, Türkiye Yüzyılına bu kadro ve eski metotla  devam etmek istemiyoruz. Sana güveniyoruz: Fakat bu sefer yeni yüzlerle değil; yeni metotlarla gel!...”.
 

Etiketler:
Erdoğan, Cumhurbaşkanı

DİĞER HABERLER

Unutursak Tekrarlanır
Unutursak Tekrarlanır
16 Temmuz 2024 Salı
Dücane Nereye Koşuyor?
Dücane Nereye Koşuyor?
20 Haziran 2024 Perşembe
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
"Sınıf Atlayan" Abilere Uyarılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Türkiye
Türkiye'ye Zafer Yaşattılar!
19 Haziran 2024 Çarşamba
Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu'nu İhmal etmedi!
15 Haziran 2024 Cumartesi