Şener, yazısında FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in savcılığa verdiği ifadeye değindi.
“BUGÜNE KADAR KİMSEYE GÜVENEMEDİĞİM İÇİN ANLATMADIM”
Nedim Şener yazısında şu ifadeleri kullandı:
“FETÖ elebaşı Gülen’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili
yürütülen soruşturmanın üzerinin örtülmesini talep ettiği ortaya çıktı.
Bu önemli bilgi, FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in,
Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesinde yer aldı.
Önder ifadesinde helikopterin üstünde uçan F-16’dan da bahsederken şöyle dedi: ‘Benim
tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün
işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın
yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock
yazışmaları ve HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim
anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay çözülecektir.’
1995 yılında Çukurova Üniversitesi’nden
mezun olduktan sonra çeşitli okullarda öğretmen olarak görev yapan
Abdullah Önder, 2004 yılında Elazığ’da görev yaparken FETÖ’ye girdiğini
itiraf etti.
Önder, 2010-2015 arasında FETÖ’nün Elazığ imamlığını yapan Mehmet
Durakoğlu’nun kendisiyle yakından ilgilendiğini ve 2014’te Elazığ’daki
avukatların sorumluluğuna getirdiğini söyledi.
2014’ten, teslim olduğu 2 Mayıs 2017 tarihine kadar FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu olduğunu anlattı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra firari yaşadığını ve örgüt üyesi
avukatlarla görüşmeye devam ettiğini anlatan Önder, eşinin de FETÖ’den
tutuklanmasıyla 2 Mayıs 2017 günü Elazığ Cumhuriyet Savcılığı’na teslim
olduğunu, 37 gün hapis yattıktan sonra tahliye edildiğini, halen FETÖ
davasından yargılandığını anlattı.”
“KONU BÜYÜĞÜMÜZE (GÜLEN) AKTARILDI”
Hürriyet yazarı Şener, Abdullah Önder’in ifadelerini şöyle aktardı:
“Abdullah Önder, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesiyle ilgili
soruşturmalarda sanıklar hakkında takipsizlik kararının kalkmasından
sonra Kahramanmaraş Emniyeti’ne 8 Mayıs 2018 tarihinde tanık olarak
ifade vermek için başvurdu.
Emniyet tarafından savcılığa sevk edilen Abdullah Önder, 2014 yılında
Yazıcıoğlu dosyasından gizlilik kararının kalkmasından sonra örgütün
yaşadığı paniği ayrıntılı biçimde anlattı.
Abdullah Önder’in itirafları şöyle:
‘17 Nisan 2014’te Ahmet Atilla Kavuran isimli Elazığ avukatı, beni
cep telefonumdan aradı. Bu tarihi çok iyi hatırlıyorum, özel yetkili
mahkemeler kaldırıldığı için Muhsin Yazıcıoğlu dosyası Kahramanmaraş
Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelmiş, dosyadaki gizlilik kalkmıştı. Örgütte
sorumlu olduğum avukat Ahmet Atilla Kavuran beni arayarak, ‘Abi çok
önemli bir konu var, yüz yüze görüşmemiz lazım’ dedi. Örgüte ait bir
öğrenci yurdunda buluştuk. ‘Abi, Muhsin Yazıcıoğlu davasında
helikopterden sökülen cihazları götüren askerler var ya... Atalar
onların avukatıymış. Dosyada bugün gizlilik kalktı. Elazığ Barosu
bununla çalkalanıyor’ dedi. Ben de bunun üzerine Kahramanmaraş imamı
Mehmet Durakoğlu’nu cep telefonumdan arayarak, ‘Acil bir durum var
görüşelim’ dedim. 16.30’da geldi. Avukat Ahmet Atilla Kavuran’ın yanında
duyduklarımı anlattım. Durakoğlu, ‘Bu nasıl iş?’ dedi.’
BBP’DEN SORUMLU FETÖ’CÜ
‘(Elazığ imamı) Durakoğlu, BBP Elazığ İl Başkanı Selami Ekici’den sorumlu örgüt mensubu Sezai Çetin’i aradı. Sezai’ye, ‘Selami’yi de al, buraya gel’
dedi. Selami Ekici, cemaatten bir avukatın Muhsin Yazıcıoğlu’nun
helikopterinden parça söken askerlerin avukatlığını almasını içine
sindiremediğini söyleyince, Durakoğlu ‘Bu durumdan haberimiz yok, Mustafa bu işi para kazanmak için yapmış’ dedi.
Toplantıdan sonra avukatlardan sorumlu olmam nedeniyle Mustafa
Atalar’ı aradım. Kendisi bana kazanın yaşandığı 2009’da 12 ilin
imamlığını yürüten Turan Canpolat ile konuyu görüştüğünü, Canpolat’ın ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden söküm yapan askeri personel abilerimizdendir, yani bizdendir’ dediğini, soruşturmayı takip görevinin bizzat Canpolat tarafından verildiğini anlattı.
Ertesi gün Mehmet Durakoğlu, örgütün bölge sorumlularını topladı. Durakoğlu, avukat Mustafa Atalar’ı kastederek, ‘Bu çocuk aptalın teki, olayın vahametinin farkında değil. Bu konu Amerika’da büyüğümüze aktarıldı’ dedi. Örgüt içinde ‘büyüğümüz’ sıfatıyla bahsedilen kişi terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in kendisidir.
Bir hafta sonra avukat Mustafa Atalar’ın 23 HY 009 plakalı aracıyla
Malatya’ya Turan Canpolat ile görüşmeye gittik. Avukatlardan sorumlu
olduğum için Canpolat bana, ‘Mustafa’ya biz emir verdik o emrin gereğini yerine getirdi’ dedi. Dönüş yolunda Mustafa, astsubay Aydın Özsıcak’ı telefonla aradı ve avukatlığını bıraktığını söyledi.’
GÜLEN, ‘BU ORTAYA ÇIKARSA ALTINDAN KALKAMAYIZ’ DEDİ
‘Daha sonra Mehmet Durakoğlu, örgütte amiri konumunda olan, örgütün
Gaziantep bölge sorumlusu Mehmet Kocatürk ile konuyu görüşmek üzere
Gaziantep’e gitti. Durakoğlu’na ne konuştuklarını sordum. Gaziantep
sorumlusunun, ‘Yazıcıoğlu dosyasına bakan soruşturma savcısı yabancı değil, bizim abilerimizden birisi’ dediğini aktardı.
Bu görüşmeden iki gün sonra Mehmet Kocatürk ve Mehmet Durakoğlu,
İzmir’de örgütün Türkiye imamı olan, gıyaben tanıdığım Barbaros
Kocakurt’un yanına gitti. Ardından da İstanbul’da TSK mahrem
yapılanmasından bir kişi ile de görüşmüşler.
Bu görüşmelerden çıkan sonuca göre konuyla ilgili olarak Amerika’ya,
doğrudan Fetullah Gülen’e rapor veriliyormuş. Fetullah Gülen, cemaatten
bir avukatın helikopteri sökenlerin avukatlığını üstlenmesini ‘bomba’
diye nitelendiriyor ve olay ortaya çıkarsa altından kalkılamayacağını
söylüyormuş.’
FLASH BELLEKTE YAZICIOĞLU’NUN ÖLMEDEN ÖNCEKİ GÖRÜNTÜLERİ VARDI
Abdullah Önder ifadesine şöyle devam etti:
‘2015 yazında avukat Mustafa Atalar bana Yazıcıoğlu’nun ölümüyle
sonuçlanan kaza ile ilgili elinde görüntüleri içeren flash bellek ve çok
sayıda belge olduğunu söyledi. Ayrıca örgütün talimatı ile astsubay
Aydın Özsıcak’tan biri suçu kendisinin tek başına işlediğine dair,
diğeri resmi görev gereği işi yaptığını beyan eden el yazısıyla iki adet
dilekçe aldıklarını söyledi. Bunun Özsıcak’ın itirafçı olmasına karşı
tedbir amacıyla alındığını anlattı. Flash belleğin ve belgelerin Bank
Asya’nın Elazığ şubesinde kiralık kasada olduğunu söyledi. Defalarca
izlediğini söylediği flash bellekteki görüntüleri izlemek istediğimi
söyleyince, ‘Göstermeye yetkim yok, ancak televizyonda
izlediğiniz cihazların sökülmesinin çok öncesine ait görüntüler ile
Yazıcıoğlu’nun görüntüleri var’ dedi. Bank Asya’ya el
konulacağı haberleri üzerine Atalar, kiralık kasayı boşalttı. Belgeleri
ve flash belleği il imamı Durakoğlu’na teslim etti.’
HELİKOPTERDEN CİHAZLARI SÖKENLER ERDOĞAN’A SUİKASTA GİDENLERDİ
‘Ben, Mehmet Durakoğlu, Kamil Bakum, Turan Canpolat, Mustafa Atalar, Ahmet Atilla Kavuran, Halil Kayış ByLock kullandık.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında da görünümü Facebook olan kriptolu
bir haberleşme programıyla yaptığımız görüşmede, Mustafa Atalar bana,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için giden astsubay Aydın Özsıcak’ın
Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazadaki helikopterden cihazları söken kişi
olduğunu söyledi. Yine o dönemde helikopter cihazını söken kişinin aynı
baskına katılan Davut Uçum olduğunu öğrendim.’
HELİKOPTERİ F-16 DÜŞÜRDÜ
Abdullah Önder itirafının sonunda ‘Bu işi örgüt yaptı’ dedi. İşte Önder’in söyledikleri:
‘2014 yılı başında dershanelerin kapatılması sürecinde Elazığ il
yapılanması mensupları olarak İzmir’e gittik. Yamanlar Koleji’ni ziyaret
ettik. Okulun 5’inci katında bir F-16 maketi vardı. Orada verilen
brifingde bu F-16’nın Yazıcıoğlu’nun helikopterinin üzerinden geçen
F-16’nın maketi olduğu söylendi. O tarihte F-16’yı kullanan pilotun
bizden biri olduğu da söylendi. Benim tecrübelerime göre bu hadise
tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye
güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın yeniden açıldığını medyadan
öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve HTS kayıtları
getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa
olay çözülecektir.’”
“ÖLDÜRÜLMESİNDEN İKİ YIL ÖNCESİNDEN TAKİBE ALMIŞTI”
Nedim Şener yazısını şöyle sürdürdü:
“19 Ocak 2007 günü öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetini
soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar, suikastı Yazıcıoğlu’nun başında
olduğu BBP’yi de kapsayacak şekilde bir komploya çevirdiler. Yazıcıoğlu,
Trabzon’da cinayetin planlanmasında rol oynayan BBP üyesi Erhan
Tuncel’in FETÖ’cü istihbaratçı il emniyet müdürü Ramazan Akyürek
tarafından polis muhbiri yapıldığını, onun yönettiği Yasin Hayal’in de
Alperen Ocakları üyesi olduğunu öğrendiğinde tepkisini ‘Bizim tarlayı
sürmüşler’ diyerek göstermişti.
Bu arada Dink cinayetinden yargılanan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat
Yılmazer’in başında olduğu büro, Yazıcıoğlu’nun faaliyetlerini,
öldürülmesinden iki yıl öncesinden takibe almıştı.
25 Mart 2009’da öldürülen Yazıcıoğlu ayrıca FETÖ’nün devlet içinde yapılanmasına karşı çıkıyor, ‘Devletin içine çete sızmışsa ne gerekiyorsa yaparım’ diyordu.
Fetullah Gülen de Yazıcıoğlu’nun ölümünden birkaç gün sonra, ‘Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz, bir perşembe günü akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize ulaşırlar’ demişti.”
