Türk Sanayicileri ve İş İnsanları
Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Sabancı
Center’daki Genel Kurul'a TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone
Kaslowski, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan
da katıldı.
"EN ACİL ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA"
Toplantıda bir konuşma yapan Tuncay Özilhan, İdlib’deki şehitlere,
Elazığ depreminde ve Van’daki çığ felaketinde ve uçak kazasında yaşamı
yitirenlere Allah’tan rahmet ve ailelerine sabır diledi. Özilhan,
şunları söyledi:
“Devletimiz deprem bölgesinde yaraları sarmaya başladı. Keşke krizi
yönetimi konusunda gösterdiğimiz başarıyı krizi önlemek için de
gösterebilsek. Bu depremin yaklaşmakta olduğu konusunda uyarılar yapan
raporlar, deprem olduktan sonra binalar yıkıldıktan ve insanlarımız
öldükten sonra dikkatimizi çekti.
Belli ki bu raporlar hazırlandığında işaret edilen
tehlikelerin uzağımızda olduğunu düşünmüşüz, riskleri yeterince
değerlendirmemişiz. En büyük korkumuz benzeri bir durumun ama çok daha
büyük bir ölçekte İstanbul depremi için ortaya çıkması. Türkiye
nüfusunun neredeyse yüzde 20’sinin yaşadığı, GSYİH’nın yüzde 30’undan
fazlasının üretildiği ve vergi gelirlerinin yüzde 44’ünün tahsil
edildiği İstanbul’u bekleyen depremde can ve mal kaybının en aza
indirilmesi için yapılması gereken hazırlıklar en acil önceliklerimiz
arasında.
Kaynaklarımız kıt, bu kıt kaynakları en iyi şekilde kullanalım.
Projeleri aciliyet ve ihtiyaç bazında değerlendirelim. Bu günü değil,
geleceği düşünerek hareket edelim. Kıt kaynaklarımızı depreme hazırlığa,
sanayiye, tarıma, teknoloji geliştirmeye, insan yetiştirmeye, bilime,
sanata harcayalım."
“TÜRKİYE LAİK YAPISINI KORUYARAK PATLAMAYA HAZIR BU BÖLGEDE YARATILMAK İSTENEN KAOSTAN KENDİSİNİ KURTARABİLİR”
Özilhan, şunları kaydetti:
“İstikrarsız bir bölgenin, huzur ve istikrar adası olmalıyız.
Türkiye Libya’daki müdahalesiyle Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak,
denklem dışına atılmasını engellemek için önemli bir adım atmış oldu.
Türkiye laiklik sayesinde Müslüman ülkeler arasında mezhep ve etnik
çatışmalardan en az etkilenen ülke olmuştur. Türkiye birlik ve
beraberliğini, demokratik kültürünü ve bu bölge için en kıymetli
özelliği olan laik yapısını koruyarak patlamaya hazır bu bölgede
yaratılmak istenen kaostan kendisini kurtarabilir.
Türkiye’nin huzuru ve istikrarı, herkesle masaya oturabilmesi,
bölgenin huzuru ve istikrarı için çok önemli. Bölgenin huzuru ve
istikrarı da Türkiye için çok önemli. Ekonomide ise, küresel ekonomideki
talep artışından ve likidite bolluğundan yararlanmamız mümkün. Yeterki
içeride bünyeyi güçlendirelim, birlik beraberliği sağlayalım ve
kurumlara olan güveni yeniden tesis edelim. Ancak Türkiye açısından bu
bahar havasının bozulabileceğini de akılda tutmakta fayda var. Suriye,
S-400 derken üzerinde üzerine eklenen Libya ve Doğu Akdeniz sorunları
küresel akımlardan yeterince yararlanmamızı engelleyebilir."