Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Almanya'da bir şehirde çıkan yangında 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini öğrendik. Allah'tan rahmet diliyoruz. Gurbetteki vatandaşlarımıza baş sağlığı diliyoruz. Bu konuyu yakından takip ettiğimizi bilmenizi isterim.
Toplantımızda teşkilat başkanlığımız, medya ve Ar-Ge başkanlıklarımız sunum yaptı. Takvim işlemeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde 12 Eylül darbesinin yıl dönümüydü. 44. yılında bu darbenin Türkiye'ye verdiği zararları konuşmaya devam ediyoruz. Bu darbenin zaman geçtikçe Türkiye'nin milli egemenliğini çalmaya dönük dış kaynaklı proje olduğu görülmektedir. Tüm darbeler huzuru sağlamak için denir. Bu huzur darbeden sonra aynı güçler iş başındayken nasıl giderilmemiştir? Belli bir maksada ulaşmak için planlandığı çok açıktır.
"Darbe anayasası Türkiye'nin önünde engel"
Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulması gerekir. Sivil anayasaya ihtiyaç vardır. 19 kez değiştirildi. Tabiri caizse yamalı bir bohçaya döndü. Türkiye'nin önünde engel olmaya devam etmektedir.
Bunun gelecek nesillere borcumuz olmasıdır. Hem sağdan hem soldan çeşitli kesimlerden herkes bu anayasanın değişmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyor.
Birçok maddede değişiklik olmasına rağmen görülüyor ki sivil bir gözle yapılmış, anayasal düzeni korumak, özgürlükleri korumak için bir sivil anayasa zorunluluktur. Demokrasideki samimiyet bu hazırlığa destek vermektir. Sistemi kilitleyen tutumların taktik manevralar gibi öne sürülüyor.
Anayasa'nın 4 maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir. Burada daha önce de belli gündemler olduğunda sorulmuştu. Sivil bir anayasa istiyoruz, Türkiye'yi Türkiye Yüzyılı'na taşıyacak anayasa istiyoruz. Milli iradeyi esas teşkil eden yapı olacak Anayasa'yı istiyoruz. 4 madde ile ilgili herhangi bir tartışma söz konusu değildir.
Türkiye buluşmaları
Teşkilat başkanlığımızın Türkiye buluşmaları başladı. Arkadaşlarımız sahaya indi. AK Parti teşkilatlarındaki kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Teşkilatlarımız bizim göz bebeğimizdir.
CHP'deki gelgit siyasetinin ve belediyelerdeki savrulmaların vatandaşımız tarafından elinin tersiyle kenara itilip, siyasetin gerçek mecrası AK Parti'de her zamanki buluşmalar daha yüksek bir şekilde gerçekleşiyor.
Özgür Bey'den önce Kemal Bey zamanındaki helalleşme, Özgür Bey zamanındaki normalleşme, en son geldi Cumhur'a hakaret edenleri himaye etmeye dönüştü. Vatandaşımız da bunun notunu vermektedir. Sivil siyasetin en yüksek adresi, demokrasinin en büyük taşıyıcısı bugün AK Parti'dir.
"Ayşenur kardeşimizden bahsederken militan diyorlar"
Değerli kardeşimiz, şehidimiz Ayşenur Ezgi Eygi'yi dualarla uğurladık. Allah rahmet eylesin. İsrail güçleri bu kardeşimizi doğrudan hedef alarak öldürmüştür. Bir çifte standart da burada görüyoruz. Bazı basın kurumları Ayşenur kardeşimizden bahsederken, başka bir coğrafyada yaptığı kariyer çerçevesinde rahatça yer alacak iken, bu katliam karşısında Ayşenur'la haber yaparken militan diyorlar. Bunlar barışı, adaleti savunan herkese militan derler. Bunların ruhları kirlenmiştir, akılları kirlenmiştir. Yegane amaçları insanlığı daha büyük kaosun içerisine sokmaktır.
Kendileri ile ufacık iş söz konusu olduğunda dünyanın en önemli meselesi haline getirirler. Bunun bir de alt payandaları ve destekçileri var. Onlar da Ayşenur kardeşimizi kimin öldürdüğünü belirtmeden öldürüldü diye geçiyorlar. Kim, niye öldürdü? Bütün bunları yazmıyorlar. Orada katliam makinasını savunmaya dönük şu var. Birtakım haberlerde maalesef Türkiye'de de yaptılar. İsrail'deki katliam şebekesinin 40 binden fazla insanı katletmiş olan bu şebekenin istemeden ve doğrudan olmayan şekilde bu eyleme imza attığını neye göre söylüyorlar?
Türk-ABD vatandaşı aktivist Ayşenur Ezgi Eygi, Batı Şeria'da İsrail güçlerince öldürüldü: Dışişleri "Kasıtlı biçimde hedef alınmış olabilir" dedi, ABD ve İsrail'den ilk açıklamalar geldi
ABD Başkanı önce bilgi sahibi olmadığını söyledi sonra 'istemeden, doğrudan olmayan sebeplerle' dedi. Adaletin, hakkaniyetin nasıl hedefe konulduğunu bir kere daha görmüş olduk. Bu katliam şebekesine teslim olan yaptığı katliam şebekesinin suçu kadar ağırdır. Bu sürece teslim olanlar kadar militan, öldürüldü, doğrudan olmayan sebeplerle eylem ortaya çıktı demek bunu örtmek isteyenler kadar alçakça bir eylem yoktur. Gazze meselesi insanlığın aklının temizlenmesinde, ruhunun temizlenmesinde, adalet fikrinin yüceltilmesinde, şehitlerinin bereketiyle yeni bir sayfa açılmasına vesile olmaktadır.
"Yunanistan içindeki kaos lobisi diyaloğu sabote etmek için elinden geleni yapıyor"
Yunanistan'daki gelişmeleri her zaman yakından takip ediyoruz Sayın Miçotakis'le Cumhurbaşkanımızın görüşmesinden sonra yeni bir diyalog kapısı açılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız 'aynı denizi, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülkeyiz, aramızda sorun olması normaldir, bunları aramıza kimseyi karıştırmadan beraber çözelim' demişti. Ama Yunanistan içindeki kaos lobisi, radikal unsurlar bu diyaloğu sabote etmek için elinden geleni yapıyor. Burada bir provokatör savunma bakanı Dendias haddini aşan açıklamalar yaptı. Kıyılarımıza 2 kilometre mesafedeki Meis adasına giderek Türkiye'yi hedef aldı.
Herkesin bilmesi gereken şudur; biz buradaki hak ve menfaatlerimizi masada diyalog yoluyla, müzakere yoluyla çözmek iradesindeyiz. İki komşu ülkeyiz, başkalarının kendi çıkarları temelinde bölgeyi istikrarsızlaştırmak için gelmek istediğini biliyoruz. Doğu Akdeniz'de bayrak gösterip sorunları daha yoğunlaştırdığını her zaman görüyoruz. Herkese kazandıracak olan herkes gider sonuçta biz kalırız.
"Özgür Bey, Ayşenur'un fedakarlığını ideolojiye indirdi"
Burası bir cenaze töreni, şehidimizi uğurluyoruz. Özgür Bey keşke bu şekildeki konuşmayı babasının yanında yapmasaydı. Cenaze adabına uygun bir şekilde davransaydı. O cenazeye katılan herkesin vermek istediği mesaj; Ayşenur'un şehadetini selamlamaktır. Bu süreçte Özgür Bey iki tane hata yaptı. Bir tanesi Ayşenur'un fedakarlığını ideolojiye indirdi. Bu doğru değildir. Gazze bir insanlık meselesidir. Netanyahu ABD Temsilciler Meclisi'nde konuşmasını ideolojik çerçeveye büründürmüştü, 'burada batı medeniyetini savunuyoruz' demişti. Netanyahu'nun savunduğu şeyleri medeniyet düşmanlığı ve barbarlıkla bir araya gelebilir. Türkiye'de Özgür Bey, Ayşenur'un tavrını belli bir ideolojik geleneğin temsilcisi olarak ortaya koydu. Halbuki baktığınızda insanlık için bir şey…
"Cenazeler siyasi partilerin nutuk atacağı yer değil"
İkincisi cenazeler siyasi partilerin nutuk atacağı yer değildir. Devleti temsil eden en üst makam orada duygu ve düşüncelerini paylaşıyor. Orada en üst makam Meclis Başkanlığı makamı. Orada başkanımız herhangi bir siyasi indirgeme içine girmeden siyaseten de kimseyi hedef almadan Ayşenur'un insanlık vicdanının safında bir konuşma gerçekleşiyor. Siyasi konuşma yapılmıyor orada. Numan Bey sağduyulu devlet adamıdır, nezaketli bir isimdir. Ne yapılmıştır? Özgür Bey diyor ki 'siz tarafsız değilsiniz, parti adına konuşmuş kabul ediyoruz, o yüzden biz de parti adına konuşalım' diyor. Devlet hayatında böyle bir standart olabilir mi? CHP'nin kendinden olmayan, belli makama gelmiş hiç kimseyi o standartlar açısından yerli yerine oturtmadığını biliyoruz. Tarafgirliğin alasını yaparlar. Orada devlet adına en üst makam kimse konuşmayı yapar. Özgür Bey siyasetçi olarak eleştiri yapmak istiyorsa yeri orası değildir. Daha sonra başka bir ortamda yaparsınız. Dolayısıyla yakışık almamıştır. Hangi siyasi partiden, kesimden olursa olsun o gün Ayşenur'un cenazesine katılmak da, bu çoğulculuğu göstermek de son derece kıymetlidir."
Kaynak:T24